Bazı adamlar vardır, vokal yaparken şarkıyı yaşar. Sesinin
oktavının bir önemi yoktur; en aazından benim için. Bu adamları kuvvetli bir
sese daima tercih etmişimdir. Geçen gün
bir arkadaşımda (man-erg) yine müzik günü yaparken böyle bir adamı dinledim.
Jose Cid adı...Quarteto 1111 adlı 70’lere ait nadir Portekiz gruplarından
birinin vokalisti, aynı zamanda klavyecisi.
2 şarkıdan oluşan 1975 çıkışlı “Onde, Quando, Como, Porquê
Cantamos Pessoas Vivas” adlı albümün 2. Şarkısının ortalarına yakın bir
bölümde başlayan ve 3-4 dakika süren bölüm söylediğim şeye vereceğim en güncel
örnek. Sadece ingilizce bildiğimden
kendi dillerinde bu adamların ne demek istediğini hep merak etmişimdir. Neyse
ki google translate var. Tam verim alamasam da en azından neden bahsettiğini
anlayabiliyorum.
Bazen ne dediklerine özellikle bakmıyorum. Aslından
çoğunlukla bakmıyorum. Moduma göre her dinlediğimde kendimce bir anlam çıkarmayı
seviyorum. Bir nevi sözleri ben yazmış oluyorum. O an ne hissediyorsam o
oluveriyorlar...ne güzel değil mi? Her dinlediğimde farklı bir deneyim. Mona Lisa
misali, ben ne açıdan bakarsam bakayım o da hep bana bakıyor, gülümsüyor.
Genelde müzik bana bunu yaptırır. Ama ben vokalde de kendime
böyle bir yol buldum. Hayalim için her gün yeni bir macera. Ta ki vapur
iskeleye yanaşana kadar...Sonrası gerçek hayat, sözlerin anlamı kesin orada. Değiştirmek
için, kendince anlam yüklemek için çabalarsın yıllarca ama çok kısıtlı bir
zafer elde edebilirsin. Çok fazla şey değiştiremezsin, senin için daha önceden
belirlenen raylara sadık kalman gerekecektir. Ama hiçbir şey seni hayalinin sana
verdikleri kadar özgür kılamaz: kurallar
yok orada, ayıp yok, zaman kavramı yok. Kimse hesap sormaz sana. Belki de
kendince özgür olabildiğin tek yerdir hayal dünyan. Fütursuzca düşünebilirsin.
Tabi bu boyuta geçmek için bir aracı, yardımcı gerekecektir. bir Dream Catcher...Müzik buna çok uygun ve sadık bir aracı. Giderken yanınıza almanız gerken
şeyler için birkaç ipucu vereyim:
Biglietto Per’l inferno – L’amico Suicida, Budka Suflera - Jest Taki
Samotny Dom, Campo Di Marte – Primo Tempo, Ange - Les Longues Nuits D'Isaac,
Osanna – Oro Caldo, Quella Vecchia Locanda - Un Giorno, Un Amico...
Yetmezse haber verin...:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder